Sigla yagi(Styrax Liquidus), sigla(günlük)agaci olarak bilinen ve Mugla'da yaygin olarak bulunan(Hamamelidaceae familyasina mensup)Liquidambar Orientalis Miller agacinin gövdesine teknigine uygun açilan yaralardan elde edilen balzamin kaynatilmasi ve preslenmesi sonucu elde edilen ve geleneksel tedavide yaygin kullanim alanina sahip olan bitkisel bir üründür. Bal renginde, bal kivaminda, yapiskan, donuk ve mat yapida olup kendine özgü aromaya sahiptir.Sigla agaci, endemik bir agaç türü olup 300 yil kadar uzun ömre sahiptir. Boyu, 15-20 metre, uygun kosullarda 35-40 metreye ulasir. Kisin yapraklarini döker.
Sigla, dünya'da dogal olarak belli yerlerde yetisir. Türkiye'de en genis yayilisini Mugla'da özellikle'de Marmaris, Dalaman, Köycegiz ve Fethiye dolaylarinda gösterir.
Buzul çagindan günümüze kadar gelmeyi basarmis bir agaç olan sigla agacindan elde edilen sigla yaginin, eski çaglardan itibaren üretimi yapilmis ve önemli bir ürün olarak çesitli sekillerde degerlendirilmistir.
Misir Uygarliginda mumyalamada kullanilmis, firavunlar sigla yagi ile mumyalanmistir. Mumyalama disinda, sigla yagi Kraliçe Kleopatra'da ve Roma hamamlarinda hamamdan sonra kadinlarin vücuduna sürmek suretiyle bir ask iksiri ve güzellik araci, Hipokrat'ta ilaç olmustur.
Akdeniz'de önemli bir ticaret maddesi olarak degerlendirilmistir. O dönemlerde, Fenike'den gelen ticaret gemileri tarafindan Akdeniz'de sigla yagi ticareti yapilmis.
Osmanli Imparatorlugu döneminde, Kanuni Sultan Süleyman Marmaris-Fethiye arasindaki bölgeyi kardesi Mihrisah Sultan'a vermis. Mihrisah Sultan da kendisine verilen bu yeri, esi Misir Hidivi Ali Pasa ile birlikte vakif olarak isletmis ve bu alandaki sigla agaçlarindan elde edilen yagi Misir'a ihraç etmistir.
Evliya Çelebi de Seyahat notlarinda Mentese topraginda kavak gibi küçük bir agaçtan sigla yagi elde edildigine ve bu yagin Misir'a, oradan Hindistan'a gönderildigine, cüzam hastalari tarafindan kullanildigina dair bilgilere yer vermistir. Anadolu'daki sigla yagi ihracati sonraki dönemlerde de devam etmistir
Sigla yagi elde etme islemi, agaç gövdesine dikey olarak açilan damarlarin siyrilmasiyla olusan kapçik ve yagin toplanmasi, kaynatilmasi ve preslenmesinden olusur.
Sigla yagi, genellikle bitkilere dayali geleneksel tedaviler kapsaminda ülser, gastrit, reflü gibi mide ya da bagirsak rahatsizliklarinda, üst yolunum yolu hastaliklarinda, insan ya da hayvanlardaki cilt hastaliklarinda, cilt bakiminda, kesik, yara ve yaniklarda, bagisiklik sistemini kuvvetlendirmek için kullanilabilir. Sigla agaci çevresinde yasayan hayvanlarin bile yaralarini, agaçtan akan balzama sürerek iyilestirdikleri söylenir. Sigla yagi, sözü edilen geleneksel uygulamalar disinda dünyada özellikle parfümeri ve ilaç endüstrisinde önemli bir yere sahiptir. Sabunculukta kullanilir.
Sigla yagini saf olarak her gün sabah aç karnina yemekten bir saat kadar önce bir çay kasigi yutulmasini öneriyoruz. Tadi ve kokusu agirdir. Bundan dolayi saf tüketemeyenler, bir tatli kasiginda yari sigla yagi, yari bal birlikte yutabilir. Bu kullanima kesintisiz 21 gün devam edilmelidir. Ayrica Sabah ve aksam olmak üzere cildinize sürdügünüz sigla yagi kremini tüm bölgelere uygulayabilirsiniz. Kremi sürmeden önce makyajiniz varsa silmenizi öneriyoruz. Krem etkisini göstermesi için temiz ve yikanmis cilde sürülmelidir. Ayrica düzenli kullanim da saglikli sonuçlar verir.
ÖNEMLI: Sigla Yagi kullanilmaya basladigi anda alkol, aci, baharat, eksi, tuzlu, demli çay gibi tüketimlerden kaçinmak gerekiyor.
Bizler dogal hayatin sürdürülebilirligini saglamaya çalisan çiftçileriz. Her zaman insanlara en dogal ve en güvenli ürünleri ulastirmayi hedefliyoruz.